Yeni yıl geliyor. Vizyon panonuz hazır mı?
Hayatta hayal ettiğiniz ne varsa, bugüne kadarki yıllarda yapamamış olsanız da hepsini yine bir umut 2025’ten bekleyecek misiniz?
2023 yılında, en büyük hayalim olan bir kitap yazmayı sonunda gerçekleştirmek, bana yeni yıl hayalleri konusunda çok şey öğretti.
En büyük öğretiyi ise başlığa taşıdım: Hayallerinizi gerçekleştirememe sebebinizi hep motivasyon eksikliği, disiplinsizlik, iradesizlik olarak gördüyseniz tekrar düşünmenizi öneririm. Belki de basitçe, hayalinizi gerçekleştirmek için zamanınız ve enerjiniz yoktur?
Hadi bir bakalım.
Enerjimi kim yedi?
Gerçekleştirmek, kendinizi adamak istediğiniz sağlam bir hayaliniz olana kadar, enerjinizi tam olarak nelere çar – çur ettiğiniz hakkında hiçbir fikriniz olmayabilir.
Çünkü buna ihtiyaç duymamış olabilirsiniz.
Tıpkı, ancak bir borç biriktirdiğinizde, sorun göz ardı edilemez hale geldiğinde dönüp kredi kartı ekstrenize bakıp yaptığınız küçük harcamalara ilk kez alıcı gözüyle bakmanız gibi.
Bir kitap yazmaya karar verdiğimde (ve aynı zamanda, eşzamanlı olarak bu blogu başlatmaya!), fark ettiğim en hazin konu, buna asla vaktim olmadığıydı.
Tam zamanlı bir iş ve küçük bir çocukla tıka-basa dolu bir hayatın içinde bir de yazmaya zaman ayırmam gerekecekti. Fakat niyetim netti, o zaman ve enerji bulunacaktı!
Nelere hayır diyebilirim?
Ben sıkı bir sabah insanı olarak, bu zamanı sabahın erken saatlerinde “yaratmaya” karar verdim. Bu da birçok şeye hayır demek olacaktı;
-2 saat daha uyumaya
-Uyanınca önce uzun uzun yapılan ritüellere (Bir kahve koyayım, yüzümü yıkayayım, pijamaları çıkarıp yeni bir kıyafet giyeyim… Bunların hepsi zaman aldığı için, tam 1 yıl boyunca, 5.00’da alarm çaldığı anda yatakta doğrulup kucağıma bilgisayarı koydum ve yazmaya başladım.)
-Sabah sporuna (Övündüğüm bir erteleme değil, kitap yazdığım yıl hayatımda en çok kilo aldığım, sporu azalttığım için kendimi sağlıksız hissettiğim bir yıl oldu. Bu, mecburi bir hayır’dı.)
-Hafta sonları kendime ayırdığım zamanların hepsinde boş, amaçsız bir şeyler yapmaya (1 sene boyunca her boş vaktimde yazdım. Kolay olduğunu söyleyemem, dinlenmekle yazmayı yer değiştirmek iddialı bir tempoydu.)
Özetle yazacak zamanı resmen kendimi sıkıp suyumu çıkararak bulabildim. Eleyemeyeceğim, azaltamayacağım işle, evle ilgili sorumluluklarım olduğu için zamanı ancak kendi zamanlarımdan fedakârlık ederek buldum.
Bu derin ve uzun bir konu ve yakında bu konuda uzun bir e-kitap yayınlayacağım. Şimdi buraya daha fazla dalmadan, konunun özüne geri dönelim.
Bir hayal gelirken, bir hayal gitmeli
Yeni yıl panolarını rengarenk düzerken, gerçekçi olmak ve hayalinizi uygulanabilir ve sürdürülebilir kılmak isterseniz, size en gerçekçi tavsiyem bu olur:
Yapıştıracağınız her bir yeni hayal resminde kendinizle bu muhakemeyi hemen o anda yapın:
Bunu hayatıma dahil etmek için, neyi hayatımdan çıkarmam gerekiyor?
Sadece haftada üç sabah spor yapmanın bile çok ciddi “hayır”lar gerektirdiğini unutmayın. Kapınızı gönlünüzden geçenlere açarken, gönlünüzde en üst seviyelere tutunamamış başka alışkanlıklara da kapıyı kapatmanız gerekecek. Bunu baştan kabul etmediğinizde, hayal edilip bir türlü zaman bulunamayanlar kümesine bir sene daha bir şeyler eklemiş olacaksınız.
Peki yeni hayaller uğruna eskilerden elemek öyle kolay mı? Bence hiç değil.
Neden kapıları kapatamıyoruz?
Hayır demekle ilgili birçok kitap ve makale okudum.
Bir kronik memnun edici olarak hayır demek bana yabancı bir konuydu ve okuduklarımdan bir ilham bulmayı umdum, fakat açıkçası çok uygulanabilir bir tavsiyeye rastlamadım.
Benim genellikle gülümseyen, uyumlu olmayı önceliklendiren halimle, kitaplarda önerilen “Davet için teşekkürler ancak ne yazık ki yapamayacağım.” gibi tercüme cümleler üstümden akıyordu.
Peki ne zaman bazı şeylere kapıları kapatmayı ve samimiyetle, ciddiyetle “hayır” demeyi başlardım? Evet’lerim çok net ve keskin olunca.
Karakterime yapıştırmak, ömür boyu sarılmak istediğim şeyler var.
Vazgeçemeyeceğim temel sorumluluklar var.
Bunları toplayınca hayatın büyük bir kısmını kaplıyorlar – birçoğumuzun hayatında olduğu gibi.
Tam zamanlı bir işte çalışmaya devam etmeyi, aileme öncelikli olarak zaman ayırmayı, spor yapmayı, yazmayı önceliklendiriyorum. Bunlara ayırdığım zamandan başka herhangi bir şey için çaldığımda dengem bozulmaya, mutluluğum azalmaya, kendime benzememeye başlıyorum.
Uzun bir süre, hayır diyemeyişimle bu ana değerlerim çakıştırlar.
Bunların benim ana değerlerim olduğunu biliyordum bilmesine ama hep “ayıp olmasın”, “hadi bunu da halledelim de”, “şuraya da gideyim”lerle ana programımı baltaladım. Sonuç kendimi aşırı yormak, en önemsediğim şeylere yarım yamalak zaman ayırmak oluyordu.
2024 biterken sonunda net olarak fark ettim:
Önemli olan, yeni yılda neyi hayal ettiğimden önce, yeni yılda nelerle vedalaşmayı göze alacağım. Bunu kendime açıkça itiraf etmeden hatta gerekirse içimde acısını da hissederek ufak bir veda töreni düzenlemeden, yeni yıl hayalleri kurmak gerçekçi değil.
Birçoğunuz gibi benim de;
Telefonda konuşacak çok kısıtlı vaktim var.
Biriyle baş başa kahve içecek çok kısıtlı vaktim var.
Evden çıkıp bir şey yapıp eve geri dönmek altın değerinde bir yatırım, her şey için bir oraya bir buraya savrulacak vaktim yok.
Enerjimi dengelemezsem bana en lazım olduğu zamanda pillerim bitmiş oluyor, bitkin düşüyorum.
O yüzden, nelere kapı açarken nelere kapı kapatacağımı peşinen kendime itiraf etmem gerekiyor.
Bu buz gibi bir itiraf, çünkü şunun gibi cümleleri söylemeyi gerektiriyor:
Hayır, çocuğumu tüm çağrıldığı doğum günlerine götüremem, seçmek zorundayım.
Hayır, yeni tanıştığım o kişiyle çok sevmiş olsam da düzenli olarak görüşemem, çünkü hayatımda böyle bir yer yok.
Hayır, her gün sağlıklı yemekler yapamam, çok istesem de bir-iki gün dışardan yemek yenecek mecburen.
Hayır, mükemmel bir kitap yazamam, olabileceğinin en iyisine razı olmalıyım çünkü mükemmelleştirmek için kitapla birlikte birkaç ay bir dağ evine kapanamam.
Hayır, herkesin övdüğü o diziyi izleyemem çünkü sabahları kalkıp yazmak istiyorsam akşamlarımı uykuya ayırmam gerekiyor.
Kapatılacak kapıları baştan düşünmek ne kadar boğucu, soğuk ve üzücü gelse de, bunu yapmadığınızda, o rengarenk vizyon panolarıyla sadece, “İnşallah yeni senede günüm 27 saate çıkar… Kısmet.” demiş oluyoruz.
Sonra hayal ettiklerimiz kabımıza sığmayınca kendimizi iradesizlikle suçluyoruz.
Yeni yılı yeni hayallerle doldurmadan önce bugün eskilerden neyi boşaltacağınıza bakmaya ne dersiniz?
Bir ek not:
Yeni yılda düzenli yazmaya başlamak ister misiniz?
Artık yazmak istiyorum! Danışmanlık programım kapsamında şimdiye kadar 7 görüşme yaptım. Sizin yazma yolculuklarınıza eşlik etmek, bariyerlere birlikte bakmak, gözünüzde parıldayan o “Ben de yapabilirim!” kıvılcımını görmek müthiş bir mutluluk. Bazı görüşmeler tek seans, bazılarıyla devam ediyoruz. Şimdiye kadar gördüğüm birkaç ortak noktayı sizinle paylaşmak isterim:
-Çoğumuzun kelimeleri, konuları içimizde hazır bekliyor. Ama dış dünyadan onay almaya alışmış halimizle, birinin bize “Evet, bunlar olur, okunur!” demesine çok ihtiyaç duyuyoruz.
-İlk yazıyı yayınlamak, ilk kez sahnede soyunmak gibi. Korkunç gözüküyor, gözünüzde büyüyor. Fakat bir kez yayınla butonuna bastıktan sonra oyun değişiyor. Artık kendinizi “Yazmaya başlamış biri” olarak görmenin tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir gücü var.
-Size özgü yazı temanızı bulmanız için düşünmeniz değil, sanki hepsini birazdan yayınlayacakmışsınız gibi yazmaya başlamanız gerekiyor.
-Yukarıdaki yazıda olduğu gibi, en çok korkulanlardan biri tutarlılık: Ya devam edemezsem? korkusu. Gerçekçi bir rutin oluşturmak bu konunun önemli bir parçası, birlikte bunu yaparken hiç ummadığımız bariyerler karşımıza çıkıyor.
Siz de yeni senede kendi blogunuzu / kitabınızı yazmak istiyor ama bir türlü başlama cesaretini bulamıyorsanız, buraya göz atabilirsiniz.
Blog yazılarınızı ve kitabınızı okuduktan sonra enerji yönetimime çok daha dikkat eder oldum, benim için büyük bir farkındalık olduğunu söyleyebilirim. 🙏🏼 Bazı durumlarda sınır koymak benim için hâlâ zor olsa da, enerjimi doğru yönetmek adına daha bilinçliyim artık... 🌱