Hayatımızın bazı dönemlerinde de tam tersi olabilir mi, normalde harekete geçen biri iken mesela çocuk olduktan sonra bahaneler üretmeye ve körelmeye başlayabilir miyiz? Ücretsiz iznim yarın bitiyor ve hiç işe gitmek istemiyordum, aradığım aktivasyon enerjisini yazınızda buldum kaslarım hamlamış olabilir ama tekrar güçlensin bakalım
Çok düşünmek, detaylı analizler yapmak da adım atmayı zorlaştırıyor sanırım. Nike sloganı gerçekten işin özünü anlatıyor. Just do it! Evden bir türlü çıkmayıp, çıkınca iyi ki çıkmışım düşüncesiyle günün keyfine varabilen ben ve benim gibi belki de yüzlercesi. O ilk adım çok değerli. İlhamınız için minnettarım 💐
Şu an bana en zor gereken Ne için harekete geçeceğim:( 37 yaşımda ve hala tam olarak ne istediğimi bilmiyorum. Daha doğrusu çok şey istiyorum .Bir gün Yazar olmak , bir gün tasarımcı olmak istiyorum bir gün psikoloji okumak bir gün ressam olmak. Ama görüyorum ki düşünen heykel gibi düşünüyorum varım , varım da ordayım duruyorum öylece:=) Ama hedefini bilmeyen gemi gibi rüzgar esse de boşa gidicek sanki.Keşke bunun içinde bana yardım etseniz bana :(
Bazen çok şey hayal edip hiçbirini tam olarak yapmamak çok konforlu hissettiriyor hepimize :) Hangi yol benimki sorusunun cevabı ise herhangi bir yöne somut adımlar atmaya başladıkça ortaya çıkıyor. En basit yardım tavsiyem hayallerinizden birine doğru birkaç ay boyunca düzenli olarak ilerlemek olur. Sıkılmadan, bu değilmiş demeden, ilk zorlukta vazgeçmeden.
Bu nasıl oluyor bilmiyorum: Sabah bir hisle veya düşünceyle uyanıyorum, iş yerine gelip Substack'i açtıktan sonra okuduğum ilk yazı, sabahki hissim veya düşüncemle ilgili nokta atışı yapan bir yazı oluyor. Hemen hemen her gün...
Sürüne sürüne ve bahaneler üreterek gittim yine bugün yüzmeye. Hep de öyle oldu aslında. Çok azdır büyük bir motivasyonla gittiğim. Bu sebeple de hep suçluluk hissetmişimdir. Hazuvun başına gelmiş, ayaklarım suya değmişken bile "girmesem mi acaba" derken yakaladım kendimi. "Ya Binnaz yeter, tatava yapma, atla artık" dedim ve sonrası geldi :) Ve yüzerken bir söz verdim kendime: Düşünmeyeceğim! Evet, bu konuda düşünmeyeceğim, zihnimden gelen hiçbir sesi dinlemeyeceğim. Sadece yapacağım. Kesinlikle "just do it" boşuna söylenmiş bir şey değil.
İyi ki varsınız Gözde Hanım... Yazdıklarınız içimdeki iyi, naif, kendine inanan, güçlü ve iradeli ses sanki... Sizden bir şeyler okumak hep iyi hissettiriyor.
Her şeyi kaderimizmiş gibi algılamaya meyilliyiz. Ya da kendimizi suçlamaya. Halbuki hepsinin birer kas olabileceğini düşünsek üstesinden geleceğiz. Teşekkürler yazınız için 🙏
Hayatımızın bazı dönemlerinde de tam tersi olabilir mi, normalde harekete geçen biri iken mesela çocuk olduktan sonra bahaneler üretmeye ve körelmeye başlayabilir miyiz? Ücretsiz iznim yarın bitiyor ve hiç işe gitmek istemiyordum, aradığım aktivasyon enerjisini yazınızda buldum kaslarım hamlamış olabilir ama tekrar güçlensin bakalım
Tabii ki oluyor, dediğiniz gibi kondisyonu geri kazanmak da her zaman mümkün. Yazının ilham olmasına sevindim, yeni döneminiz enerji dolu olsun :)
Çok düşünmek, detaylı analizler yapmak da adım atmayı zorlaştırıyor sanırım. Nike sloganı gerçekten işin özünü anlatıyor. Just do it! Evden bir türlü çıkmayıp, çıkınca iyi ki çıkmışım düşüncesiyle günün keyfine varabilen ben ve benim gibi belki de yüzlercesi. O ilk adım çok değerli. İlhamınız için minnettarım 💐
Şu an bana en zor gereken Ne için harekete geçeceğim:( 37 yaşımda ve hala tam olarak ne istediğimi bilmiyorum. Daha doğrusu çok şey istiyorum .Bir gün Yazar olmak , bir gün tasarımcı olmak istiyorum bir gün psikoloji okumak bir gün ressam olmak. Ama görüyorum ki düşünen heykel gibi düşünüyorum varım , varım da ordayım duruyorum öylece:=) Ama hedefini bilmeyen gemi gibi rüzgar esse de boşa gidicek sanki.Keşke bunun içinde bana yardım etseniz bana :(
Bazen çok şey hayal edip hiçbirini tam olarak yapmamak çok konforlu hissettiriyor hepimize :) Hangi yol benimki sorusunun cevabı ise herhangi bir yöne somut adımlar atmaya başladıkça ortaya çıkıyor. En basit yardım tavsiyem hayallerinizden birine doğru birkaç ay boyunca düzenli olarak ilerlemek olur. Sıkılmadan, bu değilmiş demeden, ilk zorlukta vazgeçmeden.
Bu nasıl oluyor bilmiyorum: Sabah bir hisle veya düşünceyle uyanıyorum, iş yerine gelip Substack'i açtıktan sonra okuduğum ilk yazı, sabahki hissim veya düşüncemle ilgili nokta atışı yapan bir yazı oluyor. Hemen hemen her gün...
Sürüne sürüne ve bahaneler üreterek gittim yine bugün yüzmeye. Hep de öyle oldu aslında. Çok azdır büyük bir motivasyonla gittiğim. Bu sebeple de hep suçluluk hissetmişimdir. Hazuvun başına gelmiş, ayaklarım suya değmişken bile "girmesem mi acaba" derken yakaladım kendimi. "Ya Binnaz yeter, tatava yapma, atla artık" dedim ve sonrası geldi :) Ve yüzerken bir söz verdim kendime: Düşünmeyeceğim! Evet, bu konuda düşünmeyeceğim, zihnimden gelen hiçbir sesi dinlemeyeceğim. Sadece yapacağım. Kesinlikle "just do it" boşuna söylenmiş bir şey değil.
Kaleminize sağlık :)
İyi ki varsınız Gözde Hanım... Yazdıklarınız içimdeki iyi, naif, kendine inanan, güçlü ve iradeli ses sanki... Sizden bir şeyler okumak hep iyi hissettiriyor.
Sizi okumayı çok seviyorum Gözde 🌷
Her şeyi kaderimizmiş gibi algılamaya meyilliyiz. Ya da kendimizi suçlamaya. Halbuki hepsinin birer kas olabileceğini düşünsek üstesinden geleceğiz. Teşekkürler yazınız için 🙏