Bundan önce okuduğum 3 yazınız gibi bu yazınızı da çok beğendim. Samimi ve içten yazılan şeyleri hep daha çok beğenmişimdir. About kısmından size dair şeyleri okuduğumda da yazılarınızı okuduğumda da çok defa kendimi gördüm. Doktora sürecinde tezden hiç bahsetmezdim. Önemsemediğimi zannederlerdi. Oysa ki deli gibi önemsiyordum ve korkudan, panikten ne yapacağımı bilmiyordum. Kendimi hiçbir zaman yeterince iyi hissetmedim. Sizin de yazdığınız gibi zaten en iyisi ben olamayacaktım. Kadromun olduğu üniversiteye dönünce ki Ankara’dan zorla hiç istemeyerek ayrılmıştım alışma süreci, bir ayrılık derken tezimi yazamadım. En nihayetinde tamamladığımda tez savunmasına giremedim ve kadromla da ilişiğim kesildi. Şu an onun getirdiği maddi manevi birçok zorluk…Öğrencilerimle beraber olmayı çok sever, ama hocalarla bir arada olmayı sevmezdim. Ve doktora sürecinde aslında psikolojinin daha çok ilgimi çektiğini fark etmiştim. Yanlış yerde miyimi çok sorgulamıştım. Çünkü çekingen, içe dönük, düşüncelerini ifade etmekte zorlanan bir insanım otorite söz konusu da olunca. Ama da liseden beri akademisyen olmak istiyordum bir yandan. Hala da iyi eğitim almış, gerçek anlamda iyi akademisyenler ki bunlar da daha göz önünde insanlar özeniyorum. Sizin de yazdığınız gibi başarı benim için çok önemliydi. Ve başarısız olmaktan acayip korkuyordum. Yazmak konusunda da kim okuyacak ki, zaten bir sürü var ki, iyi olmayacaksa ne önemi var ki, ben neyde iyiyim acaba ki soruları beynimi kemiriyor. Hayır ben de sanılanın aksine çok umursuyordum ve çok umursuyorum.
Bundan önce okuduğum 3 yazınız gibi bu yazınızı da çok beğendim. Samimi ve içten yazılan şeyleri hep daha çok beğenmişimdir. About kısmından size dair şeyleri okuduğumda da yazılarınızı okuduğumda da çok defa kendimi gördüm. Doktora sürecinde tezden hiç bahsetmezdim. Önemsemediğimi zannederlerdi. Oysa ki deli gibi önemsiyordum ve korkudan, panikten ne yapacağımı bilmiyordum. Kendimi hiçbir zaman yeterince iyi hissetmedim. Sizin de yazdığınız gibi zaten en iyisi ben olamayacaktım. Kadromun olduğu üniversiteye dönünce ki Ankara’dan zorla hiç istemeyerek ayrılmıştım alışma süreci, bir ayrılık derken tezimi yazamadım. En nihayetinde tamamladığımda tez savunmasına giremedim ve kadromla da ilişiğim kesildi. Şu an onun getirdiği maddi manevi birçok zorluk…Öğrencilerimle beraber olmayı çok sever, ama hocalarla bir arada olmayı sevmezdim. Ve doktora sürecinde aslında psikolojinin daha çok ilgimi çektiğini fark etmiştim. Yanlış yerde miyimi çok sorgulamıştım. Çünkü çekingen, içe dönük, düşüncelerini ifade etmekte zorlanan bir insanım otorite söz konusu da olunca. Ama da liseden beri akademisyen olmak istiyordum bir yandan. Hala da iyi eğitim almış, gerçek anlamda iyi akademisyenler ki bunlar da daha göz önünde insanlar özeniyorum. Sizin de yazdığınız gibi başarı benim için çok önemliydi. Ve başarısız olmaktan acayip korkuyordum. Yazmak konusunda da kim okuyacak ki, zaten bir sürü var ki, iyi olmayacaksa ne önemi var ki, ben neyde iyiyim acaba ki soruları beynimi kemiriyor. Hayır ben de sanılanın aksine çok umursuyordum ve çok umursuyorum.